22 Kasım 2011 Salı

Kıskançlık! musil içsem gider misin?

Her duyguyu anlıyorum. Aşk, sevgi, nefret, öfke...tek anlamadığım, anlamlandıramadığım duygu kıskançlık. Bokum gibi bir duygu. Hiç gelmesin istiyorsun. Tuttukça anasını satayım hepten içimde büyüyor ve kabız oluyorum.. ne söküp atabiliyorum, ne bünyemde yaşatabiliyorum.. acı veriyor. sonu hemorid, kanlı yani. Bir keresinde artık bu salak duygudan bıktığım vakit gittim tanıdık bir psikolaga "bana öyle ilaç ver ki çekirgem gözümün önünde karı becerse kıskanmayım." Baktı baktı bana  sonra da "öyle ilaç olsa önce ben yutardım" dedi!  Ulen psikolog kendi için bu sorunu çözemiyorsa biz ne halt yiyeceğiz! Salak bilim adamları hep boktan buluşlara kafa yoruyor.. yok tüylerinizi bir gıdım daha acısız alan alet, yok kafada saç var gibi gösteren krem, yok memeleri daha diri gösteren ilaç! Ama gel gör bir kıskançlığa çözüm üretemiyorlar. Sonra da neden ikili ilişkilerde sorun var diye kafa yoruyorlar! Olur tabii, bu anlamsız duygu bünyede olduğu sürece huzur yok ki!! Anasını satayım bir daha yakışıklı adamla çıkarsam iki olsun.  Hay bakan kızlara da laf edemiyorum. Ulan adama bakıyorum ben olsam ben de bakarım. zate bakmışım demi, yanımda olduğuna göre! Ah ulan bakan gözlerim kör olsaydı görmeseydim. Ya da baktığımla kalsaydım. Ne işi var şimdi bu cillobun yanımda. Düşün dur şimdi telefonu niye kapalı.. gece bu saatte nerede.. yanında oturan kız kim!!!! ahhh bu gece pireler bulmaz beni, en iyisi aç bir kutu çikolata, bir romantik film.. sabah 3-5 nöbetleri tut! Oldu ya içim gider yine gidip bir erkek güzeli bulursam yüzünde önce kör ustura deneyeceğim , sonra sokağa çıkaracağım ahanda yazıyorum.

1 yorum: