21 Şubat 2012 Salı

zengin mikenler kulübü son..

Cebimde üç beş kuruşum, önümde yerine getirilip geri gönderilemeyen boş meyve tabağı eğlenmeye gelinen gece kulübünde kafamı kaldırmadan mosmor şekilde , limonlu cinimi içmeye çalışıyordum. Masada ki kızlar eğlencenin tadına varmış gibi müzik eşliğinde sallanmaya başlamışlardı.. Keşke cini bol bir limonsuyu getirselerdi de kafam iyi olup bende eğlencenin içine etmek yerine içine girebilseydim. Oysa ben müzikle de sarhoş olan bir kadın olduğumu unutmuştum.. zaman ilerledikçe müziğin silici etkisiyle kafamı kaldırıp çevremde olup bitenleri izlemeye devam ettim. Yanında iki fıstıkla oturan pezevenge bakmamaya gayret ederek. Böyle yerlere ne zaman gelsem aşka inancımı kaybediyorum. Sanki aşkın güzelliğini siliyor böyle yerler. Eğlenmek yerine başka umutlarla gelmiş insanlar dolduruyordu bu mekanları.  Sallanan avcı görünümünde clark bakışlı erkekler, av olmayı bekleyen seksi görünmeye çalışan kızlar. Birilerini bulup hızlı, imitasyon aşk yaşama çabaları. Aşk kelimelerinden uzak "anı yaşa" sözleri içeren fast food şarkılar. Ben bu düşünceler içinde gezinirken ortaya büyükçe cips tabağı geldi. Garsonun kolundan sıkıca tutmamla, "Bu ne?!" diye bağırmam bir oldu. Garson yine açıklamaya çalışıyordu ama ben var gücümle cips tabağını garsona doğru uzatıp; "Bu tabağı al ve gönderen kişinin kıçına sok, siz ne sandınız bizi ya!" diye söylenmelerime devam ediyordum. Kızlardan birinin "ya biz söyledik o cipsi" demesiyle kendime geldim! yani tabağı kendi kıçımıza sokturacaktım neredeyse. Garsondan kısık sesle özür diledim...kendimi fazla büyütmüştüm anlaşılan, kulüpteki bütün erkekler bana bir şeyler gönderecek değildi ya! Anlaşılan bu gece ben burada olmamalıydım. Kızlara "ben kalkıyorum" deyince hadi bizde kalkalım oldular, "yok ben giderim siz kalın" falan derken hep birlikte parasızdık ama kalkışımız zengin olsun dedik ve kalktık. İçtiğimiz limonlu su ve bir tabak cipse yirmi günlük öğle yemeği parasını vererek bizde bir nevi s*k*lerek montlarımızı alıp gitmek  için aşağıya indik.Dar merdivenlerden tek sıra inmeye çabalarken ben en arkada kalmıştım. İlk sırada olan kızların yükselen sesleri şaşırttı beni. "Ne oldu" derken montları vestiyerde tutma parası, otuz lira istiyorlardı! Dudağımız uçuklamıştı. Zorla üzerimizden aldıkları ve iki saat dolapta tuttukları montlarımız için kişi başına otuz lira. Allahım kulak deliğimi sen koru diyerek öne geçmeye çalıştım. Vestiyerde bizi olmayan 32 dişi ile karşılayan kibar kız gitmiş, yerine  aslan parçası bir hatun gelmişti. Bize gürleyerek "siz hiç gece kulübüne gitmediz mi?" diyordu. Ben de lafa karıştım "gittik gitmez olur muyuz eğlendiren ama bizi sikmeyen gece kulubüydü" dememle kapıdaki omzuna topukluyla anca ulaşabildiğimiz insan azmanı bodygardla  göze göze gelmem bir oldu. Herkes çantasında bozuklukları toparlamaya çalışıyordu ama o kadar para yine de çıkmıyordu. En sonunda yol parasını ayırıp kalan parayı kıza getirip önüne koydum. Kız itiraz etmeye başlaycaktı ki.. "bak gidip müdüre işsizim ve vestiyer bölümünüzde tok karına 6 ay çalışıp kendimi ispatlamak istiyorum demeli miyim!" dememle kızın "tamam bu para da yeter" demesi bir oldu! Bu yaptıklarıma inanamıyordum ancak hayat gözüktüğü kadar masum değildi ve bazen ibne hayat ille de bana geçir diyordu! Bende o an onu yapıyordum. Bir daha böyle sosyetik mekanlara gelmeden bir aylık geliri cebe koymalı , gözlem yapmamalı ve yanında bir öküz bulundurmalı derslerini çıkararak oradan hızla uzaklaştım. Aslında eğlenmekten çok aşkın suyunu çıkarıp posasını meze yapan bu yerler belki de bana göre değildi. O yüzden gitmesem de olurdu... şu kahrolasıca merakımı yenebirsem:)

1 yorum:

  1. "Eğlenmek yerine başka umutlarla gelmiş insanlar dolduruyordu bu mekanları." iyi bir tezdi.. zaten artIk dunyada eglenmek kelimesini anlamI buyuk ihtimal sizin genchliginizdekiden degishti diyecegim (ama sizin hala gench biri oldugunuzu dushunerek bunu dememish oluyum...) ..
    P.S. araya yerleshtirdiginiz kufurlerde chok ii oturmush yaziya...

    YanıtlaSil